Her yiğidin bir yoğurt yiyişi vardır. Ne kadar öz anlatıyor bu aslında ama devam edelim...
Ne üretiyoruz? Bununla alakalı olan bir şey var paylaşmam gereken. Yani firma olarak değil bu söylediğim, yoksa ortağım olmayan bu işi zorla kurumsal görüntüye dayamam geçmişte kaldı. “Ben ne üretiyorum” tabii demek istediğim ama hepimizin sorması gereken de bir soru bu. O yüzden “Ne üretiyoruz acaba?” Kendi adıma bir bütün olarak üretim halindeyim, hissettiğim bu. Hissedilemese de bu zaten öyle de bence. Üretiyoruz ve bu bizi ifade ediyor. “İş” dediğimiz şeyler, bakkalla sohbetim, kendi kendime düşünmelerim ve paylaştıklarım, sadece sözel değil, ifadelerimle, üretimimle paylaştıklarım. Umarım ürettiğim her şeyi paylaşma noktasındayımdır ve değilsem en güzel ifadelere en fazla bir durak kalmıştır.
“Kahve” üretiyorum (“kahve aromalı da”, “kahveli” de değil). Peki “çay” üretseydim farklı mıydı? Peki ya bütün dünyaya kürdan satsaydım? Hiç bir fark yok, iddialı tespit ama yok gerçekten. Kahve bir medyan ve bir süredir oldukça işime yarıyor, uzun süre daha da öyle olacak gibi (kim bilebilirki bunu). Neyin ifadesi dersek şarkıyı analiz edip için boşaltır mıyız? Hem de ziyadesiyle, ama olsun bu 'medyan'ın benim için önemi neyse ne, içini boşaltabileceğimi de, kimsenin şarkıyı dinlemeyi bırakacağını da sanmıyorum, o hep olduğu gibi güzel kalacak…
Kahve işiyle benimki bir aşk hikayesi değil, ilk başlardan beri farkındayım bunun, bu bir ortaklık hikayesi. Yani aynı taraftayız ve bir nevi gizli ortağım duygusu veriyor bana kahve. Ben ona hak ettiği yeri veriyorum, gerektiğince öne çıkarıyorum o da beni görüyor. Arada gereksiz diyalog yok - tam da iyi bir ortaklıkta olması gerektiği gibi... Arkadaşız da derdim ama kahveyle geyik yapma yaşımı geçtim sanırım bu biraz sıkıyor beni. Aramızda saygı var o kesin, ben onu yedirtmem o da beni. Demleyemediğiniz kahveleri sizin kusurunuzu saklamak için yanık mı kavuralım hem daha dayansın, müşterilerinize de kendinize güvenmediğiniz gibi güvenmemenize alet olalım? He pardon italyan usülü “koyu” değil mi, tabii… “Bu yeşil tedarikçisi deyip durduğunuz da nedir, ne önemi var bu kadar canım?” Böyle gider ama yok yedirtmem dedim ya, cevap çok hızlı ve düşünmeden, içten gelir: Biz burda kahve işi yapıyoruz, tabii ki bunun nereden gelip, nasıl korunduğu, nasıl kavrulduğu bunlar önemli. Olması gereken bir kavurma şekli var (bazılarımız omni roasting de der ama ben bunu kişisel tercihleri de içeren omni olarak tanımlıyorum) onun dışına çıkamayız çünkü belli ki deneysellik değil aradığınız (öyle olsa bile bizim hizmetimiz içeriğinde bu olmayabilir), siz kahveyi ikinci plana atan ve işletmeniz için adeta ona bir toz içeceği muamelesi yapan bir zihniyetsiniz. Zaten biz görüşmeyelim mümkünse en iyisi siz ordan burdan gördüğünüz paketleri almaya devam edin, bu bizim de olabilir internet sitemizi kimseye kapayacak değiliz, ama bir “arkadaşlık” duygusu yaşayamayacağız o belli. Yani evet arkadaşlar da var bu sistemde, yani beni daha iyi tanıyan arkadaşlarımdan farklı ama bu dediklerim de arkadaş çünkü ifademi kayda değer buluyorlar, benden illa kahve almıyor hepsi ayrıca, öyle bir şey değil bu… Zaten “kahve” konusunu senden daha iyi bileceklerini de iddia etme düşüncesinde değiller, niyetleri arkadaş olmak, sadece iyi bir kahve almak için şöyle bir süzüp tamam artık buradan alacağım diyenler gibi, illa uzun sohbet değil yakaladığın bir bakış gibi ve sonra artık aynı gemideyiz duygusu ve tabii ki açık bir diyalog, her arkadaşlıkta olması gerektiği gibi…
Daha sonrası nispeten oldukça kolay, bu bir manifesto çünkü, herkesin bir tane var benim 2013 Ağustosu’nda bu hislerle yazılmış manifestom şuydu:
“Biz CoffeeNutz olarak, Açık Kaynak Ekoloji (Open Source Ecology) prensibine olabildiğince yakın çalışıyor, bu yaklaşımı savunuyor ve ilgili her türlü girişimi destekliyoruz. CoffeeNutz, etrafındaki marka, patent ve bunun gibi korunmaya yönelik tedbirin sadece ticari suistimali engelleme amacı ile alındığını ve CoffeeNutz olarak elde ettiğimiz tüm bilgi birikimi, uzmanlık, ticari sır, püf noktası vb. olarak addedilen bilgileri "lokalize" olmayı hedefleyen tüm bireysel üreticiler için elimizden geldiğince ifşa edeceğimizi ve paylaşmak konusunda gönüllülüğümüzü buradan duyuruyoruz.”
ve bu manifesto hiç güncelleme görmedi…